3 Temmuz 2013 Çarşamba

Amino Asit Dosyası: Tanım İşlev ve Kaynaklar

Aşağıda proteinler yapı taşları olan amino asitler içi,n geniş bir şekilde hazırlanmış tanımlamalar bulacaksınız. Yararlı olması dileğimle. Sanırım Türkiye'nin en kapsamlı Amino Asit tanım dosyası oldu :)

Buna benzer bilgiler ve çok daha fazla süper detay için PODYUM GEREKMEZ isimli kitabımızı edinebilirsiniz: http://www.idefix.com/kitap/podyum-gerekmez-orhan-tezisci/tanim.asp?sid=X6L3KXESEG0GW5N6VLYX

Alanine

Özellikleri:Enerji metabolizması için önemli rolü oynayan amino asitlerden birisidir. Karbonhidratların enerjiye çevrilmesinde Krebs döngüsü denilen ATP sentezi mekanizmasında etkilidir ve bunu piruvat üretimini düzenleyerek yapar.
Piruvat, vücutta piruvik asitten elde edilen karbonhidrat temelli bir maddedir. Özellikle enduransif karakterli sporlarda ve yüksek yoğunluklu ağırlık antrenmanlarında yoğun rol oynar. Alanine bu noktada enerji seviyesinin dengede tutulmasına yardımcı olur.

Alanine ayrıca: Bağışıklık sistemi için en önemli maddelerden birisidir, ,karaciğerin toksit maddelerden arındırılmasında etkilidir, sağlıklı sperm sayısının sürdürülmesinde, nitrojen dengesine bağlı olarak kas kitlesinin korunmasında önemli rol oynar. Pankreas’ı daha fazla insülin salgılaması için, hipofizi ise daha yoğun büyüme hormonu üretimi için doğal yollardan uyaran maddelerden birisidir.

Eksikliği halinde: İleri seviye alanine eksikliğinde Anjin, kalp yetmezliği, sperm sayısında düşüş, yüksek tansiyon ve kronik yorgunluk ortaya çıkar.

Yüksek miktarda alanine içeren besin maddeleri: Organik beyaz un, Hindistan cevizi, keçi boynuzu, kırmızı elma, ceviz ve siyah malt birasıdır.

Arginine

Özellikleri: Esansiyel Amino Asittir.
Son yılların en popüler amino asidi. Arginine metabolizmada nitrik oksit yapımını uyararak kalbin daha sağlıklı kan pompalamasına yardımcı olmaktadır. Nobel ödüllü doktor Louis Ignarro tarafından etkinliği kanıtlanan bu madde aynı zamanda sağlıklı sperm üretimi ve hormon sentezi için gereklidir. Antrenman esnasında vücut için hem daha sağlıklı kan akışkanlığını sağlamak, hem de antrenmandan alınacak verim için gerekli oran hormonların desteklenmesi açısından kilit rol oynar. Bu hormonların en önemlilerinden birisi olan büyüme hormonunun doğru dozajla yapılan arginine takviyesinde hipofizden salgılanmasının arttığı gözlemlenmiştir. Ayrıca arginine, aynı alanine gibi pankreasın daha fazla insülin salgılaması için doğal ve iyi bir uyarıcıdır.

Eksikliği Halinde: Sperm sayısında ve hareketliliğinde düşüş, kalp problemlerinin ön belirtileri, yüksek tansiyon, empotans ve bağışıklık sistemi mukavemetinde düşme görülebilir.

Yüksek miktarda arginine içeren besin maddeleri: Öncelikle bilinmelidir ki, arginine, ileride bahsedeceğimiz citrulline amino asidi ile birlikte alındığında çok daha etkili olmaktadır. Tek başına yüksek yoğunlukta arginine içeren beslenme maddelerinin başında ise yumurta beyazı gelir. Daha sonra değer barındırma sırasıyla, taze soğan, fındık ve bitter çikolata yüksek miktarda arginine ihtiva eden besin maddeleridirler.

Asparagine

Özellikleri: Merkezi sinir sisteminin ve sinir iletkenliği (synapse conductance) eşiğinin sağlıklı sürdürülmesi için gerekli olan amino asittir. Hız ve dikkate dayalı refleksif spor branşlarında (tenis vb), dış fiziksel uyarılara tepki verme hızı olarak nitelendirilen –outphysical stimulative comeback reaction- OSCR açısından önemli bir belirleyicidir.

Eksikliği halinde: İki yönlü hareket ettiğinden metabolizma da bulunma seviyesi ve dengesi çok önemlidir. Yüksek asparagine oranlarında sinir sisteminde relaktif bir etki sağlanırken, çok düşük oranlarda ise asabiyet, uykusuzluk ve kontrolsüz davranış bozuklukları olabilmektedir. Manik-depresif kişilerin kan testlerinde asparagine oranı genellikle düşük çıkmaktadır.

Yüksek miktarda asparagine içeren besin maddeleri: Patates, Mısır, Çavdar ve bira mayasıdır.

Aspartik Asit

Özellikleri: Vücutta biriken amonyağın atılmasında en önemli rollerden birisini oynayan aspartik asit aynı zamanda DNA ve RNA kodlamasında da aktif etkinlik gösterir. Bu iki sebepten dolayı spor performansı açısından kilit maddelerden birisidir. Yüksek performans esnasında biriken laktik asit seviyesini hızla nötralize ederek daha uzun ve sert antrenman yapabilme olanağı sağlar. Sinir iletkenliği açısından değerlendirildiğinde yorgunluğa direnci arttırabilme kapasitesi olduğu düşünülebilir. Bu açıdan yapılan deneyler halen sürmektedir. Diğer yönden doku yenilenmesi esnasında hücre içi iletkenliği arttırdığından önem taşır. Aspartik asit hem antrenman öncesi performansın arttırılmasına, hem de antrenman sonrası toparlanma sürecine pozitif etki edebilir.

Eksikliği halinde: Vücutta laktik asidozun ön belirtileri gözlenmeye başlar. Doku yenilenmesi yavaşlar ve kronik yorgunluk sonrası sürantrenman (overtraining) komplikasyonunun ön tanıları ortaya çıkabilir.

Yüksek miktarda aspartik asit içeren besin maddeleri: Brüksel lahanası, brokoli, semizotu, ıspanak, kereviz, pırasa ve turp otu’dur. Derin köklü sebzelerin çoğu bünyelerinde yüksek oranda aspartik asit barındırırlar. Bu onları dış etkenlere karşı daha dayanıklı yapan esas maddelerden birisidir.

Sistein

Özellikleri: İçeriğinde sülfür barındıran geçirgen amino asitlerden birisidir.
Aspartik asid gibi vücuttan amonyağın atılmasını sağlayan anti-laktik asidoz maddelerden özelliklidir. Deri, Tırnak ve saç yapımı ve sağlığında önemli rol oynar. Saç dökülmesi vakalarının çoğunda düşük sistein oranlarına rastlanmıştır. Serbest radikallerin uzaklaştırılmasına yardımcı olarak aynı zamanda anti oksidantif etkinlik gösterir. Kronik bronşit ve tüberküloz hastalıklarında yardımcı olarak kullanılır. Ayrıca ağır ameliyatlar sonrası hem serbest radikal üretiminin önüne geçmek, hem de doku onarımını desteklemek için verilebilmektedir.

Eksikliği halinde: Kronik sistein eksikliği genelde creatine düzeylerinde düşüşü takiben olmaktadır. Saç ve tırnaklarda güçsüzlük, devamlı yorgunluk, egzersiz direncinin fark edilir biçimde düşmesi, soğuk algınlığı semptomlarının sık şekilde tekrarlaması veya düşük seviyede kesintisiz devam etmesi sistein eksikliğine işaret edebilen ön tanılar olabilirler.

Yüksek miktarda sistein içeren besin maddeleri: İnsan vücudu için en uygun sistein formu asetil sistein’dir ve gıda takviyesi olarak alınması önerilir.

Glutamik Asit

Özellikleri: Proteinlerin bağlanmasında kullanılan en önemli amino asitlerden birisidir olup aynı zamanda karbonhidratların ve yağların doğru zaman ve oranlarda, doğru noktalara transfer edilmesinden sorumludur. Bir tür –taşıyıcı- amino asittir denilebilir. Potasyumun kan yoluyla beyne taşınmasına yardımcı olur. Sıvı ve kan kaybına bağlı olan potasyum azalması durumlarında komanın ana sebebi beynin yakıt olarak kullandığı glutamik asidin yeterli olmamasıdır. Epilepsi komalarının büyük çoğunluğu bu yüzden glutamik asid yetersizliğine dayandırılır. Kronik ülser vakarının çoğunda da glutamik asit yetersizliği gözlemlenmiştir. İnsan amino asit havuzunun yarısından çoğunu oluşturan glutamin amino asidinin ön yapı taşıdır. Ve son olarak en önemlisi, Glutamik asidin glutamine dönüşmesi, beyinde biriken amonyağın uzaklaştırılması için tek yoldur.

Eksikliği halinde: Metabolizmada eksikliği halinde en ciddi kötü etkilere neden olabilecek amino asitlerden birisidir. Yukarıda bahsettiğimiz sebeplerden dolayı zincirleme reaksiyon mekanizması üzerinden birkaç ciddi komplikasyon aynı anda meydana gelebilir. Bunlardan en önemlisi beyinde biriken amonyağın toksit yapılanmasının önlenememesidir.

Yüksek miktarda glutamik asit içeren besin maddeleri: Yüksek miktarda glutamik asit içeren en önemli beslenme maddesi bizon etidir. Bizon etini içerdikleri oranın çoğunluğu sırasıyla; Dana eti, Tavuk eti , yumurta ve balık izler.

Glutamin

Özellikleri: Sporcular için en önemli amino asitlerden birisidir.
İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan amino asittir. Diğer amino asitlere oranla pek çok metabolizma aktivitesinde çoğunluklu ve baskın rol oynar. Alınan karbonhidratların glukoza çevrilmesinde, hücre içi enerji mekanizmasının işlemesinde, akyuvar sayısının dengelenmesinde, düşük karbonhidratlı diyetlerde kas kitlesinin korunmasında ve antrenman sonrası oluşan laktik asidin uzaklaştırılmasında en etkili amino asittir. Arginine’den sonra büyüme hormonu sentezini en iyi tetikleyen amino asitte glutamine’dir.

Diğer yönden; Radyoterapi gören kanser hastalarının radyasyona maruz kaldıklarında en fazla kayba uğrayan amino asidin glutamine olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca şizofreni ve epilepsi vakalarında, kronik alkolizm terapisinde tedaviye yardımcı olması bakımından destek elementi olarak ta verilir. Gastrit, peptit ülser ve ülseratif kolit rahatsızlıklarında tedavi edici özelliği vardır. Kısacası glutamine, amino asitlerin Bugatti’sidir.

Eksikliği halinde: Metabolizmada protein sentezi sekteye uğrar ve buna bağlı olarak katabolizma, yani yıkım süreci başlar. Karbonhidratlara bağlı glikojen üretimi dengesizleşir ve bu durum enerji rezervlerini olumsuz etkiler.
Antrenman sonrası biriken laktik asit uzaklaştırılamaz ve laktik asidoz birikimi baş gösterir. Büyüme hormonu salgılanması yavaşlar ve doku onarımı döngüsü böylece sekteye uğrar.

Glutamin eksikliği durumunda ortaya birbirini tetikleyen zincirleme bir kötü reaksiyon çıkar. Yukarıda saydığımız bütün olumsuz etkiler bu zincirleme reaksiyonun birbirine bağlı başlıklarıdır.

Yüksek miktarda glutamine içeren besin maddeleri: Balık çok yüksek oranda glutamine içeren hayvansal bir protein kaynağıdır. Onu ardından ilginç olmasına rağmen bitkisel üç kaynak takip eder. Lahana, Maydanoz ve ıspanak. Özellikle lahana çok yüksek oranda glutamine içeren bir sebzedir.

Yüksek ateşte pişirme yöntemiyle en fazla kayba uğrayan amino asit olduğundan, glutamine’in buhar tekniği ile pişirilen besin maddelerinden alınması daha uygundur. Gıda takviyesi olarak doğru dozajda alınan L-Glutamine alımı da etkilidir.

Glisin

Özellikleri: Kreatin sentezinde önemli rol oynar.
En küçük yapılı amino asitlerdendir. Bu yüzden yüksek oranda kolajen dokular içinde bulunur. Merkezi sinir sistemi üzerinde yoğun etkinliği olup insan metabolizmasının kendi içinde üretebildiği bir amino asittir. DNA ve RNA yapımı için elzem olan nükleik asit sentezi için de gereklidir.
Glisin, yeni doku yapımını uyarıcı özelliği bakımından ve başta söylediğimiz kreatin sentezindeki rolü açısından hipertrofi amaçlı antrenman yapan atletler açısından önem taşır.

Ayrıca, hiperaktivite ve bipolar kişilik bozukluğu vakalarında yardımcı madde olarak verilebilmektedir.

Eksikliği halinde: Vücut glisin’i kendi içinde rahatlıkla sentezleyebildiği için eksikliği sık görülmemektedir. Yapılan bazı araştırmalarda hiperaktivite ve bipolar kişilik bozukluklarında düşük glisin konsantrasyonlarına rastlanmasına rağmen bu konuda tutarlı veriler halen yeterli değildir.

Yüksek miktarda glisin içeren besin maddeleri: Deniz ürünlerinden özellikle ahtapot ve karides yüksek oranlarda glisin içermektedirler. Ayrıca doğal glisin kaynaklarından birisi de hayvansal jelatindir.

Histidin

Özellikleri: Esansiyel Amino Asittir.

Doku onarımı ve inşası için gerekli önemli amino asitlerden birisidir. Alyuvar ve akyuvar yapımında baskın rol oynar. Lenfositlerin bir alt kümesini oluşturan T hücrelerinin fonksiyonunu destekleyerek hücrelerin genel bağışıklık yeteneklerini artırırlar. Aids hastalarında histidine seviyeleri sıfıra yakındır.
Diğer yönden sinir sisteminin düzenli çalışmasında ve ağır metallerin vücuttan uzaklaştırılmasında etkindir. Antrenman sonrası süreçte iki noktadan dolayı önemlidir. Birincil olarak antrenmandan dolayı biriken toksit maddelerin temizlenmesinde, ikinci olarak ise alyuvar ve akyuvar yapımını destekleyerek gelişim sürecini hızlandırmada.

Eksikliği halinde: Esansiyal amino asit olduğu için doku yapımı ve onarımında ve süregelen dokuların yaşamlarını sürdürebilmeleri için elzemdir. Yaraların iyileşmemesi, alyuvar ve akyuvar sayısında dengesizlikler, kırılgan bağışıklık sistemi histidine eksikliği göstergeleri olabilirler.

Yüksek miktarda histidin içeren besin maddeleri: Kabuklu pirinç, kara buğday (greçka) ve çavdar lifi yüksek miktarda histidin içeren gıdalardır.

Izolösin

Özellikleri: Esansiyel dallı zincirli amino asittir. Yani hem EAA hem BCAA’dır.

Kan döngüsünde akciğerden dokulara oksijen, dokulardan akciğere ise karbondioksit ve proton taşıyan protein olan hemoglobin’in düzenlenmesinde etkilidir. Aynı zamanda kan şekeri düzeyini kontrol altında tutarak hipoglisemi riskini baskılayan bir tür kontrolör amino asittir. İnsülin geçirgenliğine katkıda bulunarak anabolik döngünün sürdürülmesinde ve böylece kas içine glokojen ve protein girişine katkıda bulunur. Buna bağlı olarak DNA ve RNA sentezinde hücre içi büyüme faktörlerinin hepsinde yer alır. İnsülin benzeri büyüme faktörü-1(igf1) ve mekano büyüme faktörü (mgf) üzerinde düzenleyici rol oynar. Bu iki temel büyüme faktörü, esansiyel ve dallı zincirli amino asitlerin dozajlarına bağlı olarak etkinlik gösterirler. Esansiyel amino asitlerin, dallı zincirli amino asitlere olan oranı burada belirleyici rol oynar. Kişiye özel değişken bu belirleyici oran, igf-1 ve mgf’nin olumlu şartlarda etkinlik göstermesi için elzemdir.

Eksikliği halinde: Yukarıda saydığımız çoklu faktörlerden meydana gelen en önemli anabolik döngü sekteye uğrar.

Yüksek miktarda izolösin içeren besin maddeleri: Balık başta olmak üzere, yumurta, badem ve badem yağı, çiğ kaju fıstığı, sığır karaciğeri, organik çavdar ve çavdar tohumları, organik siyah ve kırmızı mercimek yüksek oranda izolösin kaynağıdırlar.

Leucine

Özellikleri: Esansiyel dallı zincirli amino asittir. Yani hem EAA hem BCAA’dır.

Glutamine’den sonra doku onarımı ve yapımı için en önemli amino asittir. Glutamine karbonhidratlar ve proteinler üzerinden dolaylı yoldan anabolizma sağlarken, leucine direkt protein ve karbonhidrat sentezini etkileyerek bunu yapar. Glutamine ve leucine en sinerjik amino asit kombinasyonlarının başında gelir ve leucine insan amino asit havuzunun yüzde sekizini kapsar, bu oran glutamine’den sonra en yüksek olan orandır. Kalori kısıtlaması yapılan durumlarda ve uzun açlık dönemlerinde glutamine’den sonra glukoza en rahat dönüşen amino asittir. Fullerton ve Cambridge üniversitelerinde yapılan çoklu grup ayrımı deneylerinde sadece whey protein ve whey protein’le birlikte leucine alan iki grup kürek atletinin antrenman sonrası performansı ve antrenman sonrası toparlanma süreçlerinde belirli farklar gözlemlenmiştir. Alınan sonuçlarda whey protein’le birlikte leucine alan grubun hem daha hızlı kas gelişimine yanıt verdiği, hem de çok kısa sürede egzersize yeniden hazır hale geldiği tespit edilmiştir.

Leucine, üç BCAA arasında en önemli olanıdır ve protein emilim oranına direkt etki eder. Yapılan araştırmalar, aynı porsiyon protein oranını içeren yiyecekleri tüketen deneklerin, leucine takviyesi alan grubunda daha yüksek konsantrasyonda amino asit yoğunluğu tespit etmiştir. Bunun anlamı daha yüksek miktarda proteinin vücut tarafından emildiğidir. Yeni doğan bebeklerde kandaki en yüksek bulunan iki amino asit, leucine ve glutamine’dir. Buradan da anlaşılabileceği gibi leucine anabolik etkinliği sürdürmeye ve doku gelişimine direkt katkıda bulunmaktadır.

Hücre içi gelişim faktörleri olan peptit Igf-1 ve mgf hareketleri için temel taşlardan birisidir. Leucine, bu noktada daha önce bahsettiğimiz m-TOR denilen, (mamalian target of rapamycin) üzerinde bir tür bağlayıcı olarak hareket ederek, doğru amino asitlerin yeterli miktarda sentezlenmesi ve peptitlerin eksiksiz bağlanması için çalışmaktadır. Saydığımız bu peptitlerin oluşturulması için gerekli olan yoğunlukta amino asitlerin doğru dizilişi sırasından sorumlu olan mekanizmanın yapısında baskın miktarda insülin bağlantılı leucine etkinliği olduğu düşünülmektedir. Bu noktada leucine hem olumlu, hem de olumsuz sonuca neden olabilecek bir reaksiyona sebep olabilmektedir ve bu reaksiyon m-TOR’un anabolik etkinliğe insülin üzerinden olan katkısıyla bağlantılıdır.


Yağ yakımı amaçlı düşük karbonhidrat diyetlerinde yağ kitlesinin azalmasının temel sebebi insülin salıverilmesinin azalmasıdır. Metabolizmada insülin salımı azaldığında yağ hücreleri baş enerji kaynağı olarak kullanılmak için devreye sokulurlar. Kas kitlesinin korunması için burada yapılması gereken en önemli düzenleme insülin salgısını düşürmek için kullanımı kısıtlanan karbonhidrat kaynaklarından gelen kalorinin, proteinler üzerinden alınmasını sağlamaktır. Bu yüzden düşük karbonhidrat diyetlerinde protein alımının yükseltilmesi söz konusudur. Bu yükseltme oranı bazı durumlarda yağsız kilo başına çok yüksek miktarda protein talep ettiğinden, bu oran genelde protein tozları, özellikle whey protein çeşitleri üzerinden alınmaya çalışılır. Whey protein çok yüksek oranda leucine içermektedir ve kas dokusu yapıcı ve koruyucu etkisi açısından en önemli özelliklerinden birisi budur. Whey’in içeriğinde bulunan yüksek oranda leucine insülin salgısını uyararak m-TOR aktivitasyonunu ve buna bağlı olarak yukarıda bahsettiğimiz Igf-1 ve mgf peptitlerinin etkinliğini tetikleyerek hücre içine besin elementlerinin akışını ve değerlendirilmesini sağlar. Bu besin elementleri içinde yağda vardır. Whey proteinin içerdiği yüksek oranda leucine, insülinin anabolik etkinliğini artırır fakat ketojenesis tabir edilen yağların enerji kaynağı olarak kullanım oranını bir ölçüde baskılar. Buna –negative effective anabolic signal- negatif etkili anabolik sinyal denilmektedir.

Leucine muhteşem bir amino asittir. Fakat, doğru zaman ve oranda kullanıldığında sonuç verebilmektedir. Bu zamanlama ve oran, antrenör veya beslenme uzmanı tarafından belirlenmelidir.

Eksikliği halinde: DNA ve RNA sentezi sekteye uğrar, insülin yeterli miktarda değerlendirilemez ve peptit yapılı büyüme faktörleri olan Igf-1 ve mgf etkinlik sergileyemezler. Bu faktörlere bağlı olarak büyüme hormonu etkinliğide sekteye uğrar.

Yüksek miktarda leucine içeren beslenme maddeleri: En yüksek miktarda leucine içeren et çeşidi domuz etidir, onu sığır ve devekuşu eti izler. Bitkisel kaynaklı olanlar ise; Taze Börülce, Soya filizleri ve tohumları, kırmızı ve yeşil mercimektir. Whey protein takviyeleri de çok yüksek oranda leucine içerirler.

Lysin

Özellikleri: Esansiyel amino asittir.

Metabolizma nitrojen dengesinin tutulmasında başrollerden birisini oynar. Doku onarımı ve yapımı esnasında diğer esansiyeller ile birlikte hücre içi besin döngüsünün temel taşlarından birisidir. Antikorlar ve hormonların doğru oranda ve zamanda sentezlenmesi için etkinlik gösterir. Dış etkene bağlı yabancı ve zararlı maddelerin ayrıştırılması işleminde antikorların üretilip hedefe gönderilmesi ancak yeterli oranda lysine ile sağlanabilir. Ameliyat ve spor yaralanmalarında hızlı iyileştirme etkisinden dolayı önemlidir. Yapılan araştırmalar açık yaralanma bölgelerinde yüksek lysine oranları tespit etmiştir. Bu hem antikor üretimi, hem de doku yenilenmesi açısından lysine’in etkinliğini göstermektedir.

Lysine ayrıca kalsiyum emilimini arttırarak kemik yoğunluğuna da katkıda bulunur. Kalsiyumun kilo verme diyetlerinde de önemi gittikçe artmaktadır. Diyetlerinde kalsiyumlu ürünler kullanan kişilerin yağ kitlelerinde daha hızlı azalma tespit edilmektedir. İleri yaş osteoporoz riskine karşı geliştirilen kalsiyum destek yöntemlerinde lysine takviyesi de söz konusu olabilmektedir.

Eksikliği halinde: Anemi, konsantrasyon bozukluğu, kalsiyum değerlerinde düşme, kas güçsüzlüğü, doku onarımında yavaşlama, iştah azalması, saç dökülmesi görülebilir. Uyarıcı uyuşturucu maddeler metabolizmada lysine ve taurine amino asitlerini büyük oranda yıkıma uğratırlar. Lysine azlığının en önemli göstergelerinden birisi göz kanlanmasıdır.

Yüksek miktarda lysine içeren besin maddeleri: Yumurta beyazı çok yüksek lysine içeriğine sahiptir. Onu kabuklu deniz ürünleri ve yağ oranı düşük peynir çeşitleri izler. Bitkisel kaynaklı olanlar ise; patates ve taze yer elmasıdır.

Metiyonin

Özellikleri: Esansiyel amino asittir.

Protein sentezinde dizilime ilk eklenen, ve sistein’den sonra içeriğinde sülfür bulunduran diğer bir amino asittir. Metabolizmada yağların enerji olarak kullanımını sağlayan baskın lipotropik etkinlik göstererek, karnitin ve taurin yapımında etkindir. Aynı zamanda ribozomların m-RNA’dan protein işleyeme başlamaları için ana sinyali veren amino asitlerden birisidir. Serbest radikallerin uzaklaştırılmasında da etkin rol alır.

Fakat en önemli etkinliğini Metiyonin, sinir sistemi iletkenliği üzerinde olan onarıcı etkisinden dolayı Parkinson tedavilerinde yardımcı olarak verilmesinde sergiler, ayrıca karaciğer ve böbreklerde biriken ağır metallerin uzaklaştırılmasında da etkin rol oynamaktadır.

Kalp damarlarında plak oluşumunu önleyebildiğine dair bulgularda olan metiyonin, l-carnitine ile beraber kardiyovasküler sistem destekleyicisi olarak değerlendirilebilir. Baskılayıcı etkilerinin başında ise histamin baskılama özelliği gelir. Bu sebeple şizofreni vakalarında tedaviye yardımcı olarak kullanılması düşünülmektedir.

Eksikliği halinde: Protein sentezi sekteye uğrar. Böylece, ağır fiziksel aktiviteler sonrası gereken toparlanma sağlanamaz ve bir süre sonra kas kitlesi kaybı ve buna bağlı olarak yağ kitlesinde artış gözlenmeye başlar.Lipotropik döngü yavaşlayarak yağ stoklarının enerji kaynağı olarak kullanımı düşer. Buna bağlı olarak ana kalp arterlerinde sert doku oluşumu gözlenmeye başlar.

Yüksek miktarda metiyonin içeren besin maddeleri: Sarımsak ve soğan çok yüksek oranda metiyonin içermektedirler. Onu çipura, levrek ve lüfer balıkları izler. Sığır karaciğeri ve yumurta da metiyonin açısından zengin kaynaklardır.

Fenilalanin

Özellikleri: Esansiyel Amino Asittir.

Dopamin ve norepinefrin sentezinde tirozine dönüşerek fiziksel ve bedensel stres durumlarında destekleyici element görevi görür. Yorgunluk bildirim sınır eşiği denilen –fatigue feedback limit- döngüsünde beyne aktiviteye devam etme veya dinlenme emrini gönderen sinyal döngüsünde etkilidir. Toksit etkili maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında etkin rol oynar. En önemli ve yararlı etkilerinden birisi ise açlık duygusunu ve buna bağlı mide kramplarını azaltmasıdır. Çok düşük karbonhidrat diyetlerinde yardımcı olarak kullanılma potansiyeline sahiptir.

Eksikliği halinde: Dopamin ve norepinefrin sentezi sekteye uğradığından yüksek performans sergileme kapasitesi düşer. Sık ve sürekli açlık hissi ortaya çıkarak diyetin sağlıklı sürdürülmesi için risk ortaya çıkar.

Yüksek miktarda fenilalanin içeren besin maddeleri: İrmik, tahin, susam ve susam çekirdekleri, badem ve badem yağı bitkisel açıdan en yüksek oranlı fenilalanin kaynaklarıdırlar. Yumurta ve yağ oranı düşük peynir çeşitleri de bu amino asidi yüksek oranda içerirler.

Prolin

Özellikleri: Glutamik asitten sentez edilir. Proteinlerin ana yapı taşı 20 amino asitten birisidir. Tam protein sentezi için gereklidir. Sentezi ve yıkımı alfa kateglutarat üzerinden yapıldığından, içeriğinde bu maddeyi bulunduran beslenme destek maddelerinde yoğun bulunur.

Eksikliği halinde: Tam amino asit sentezi gerçekleşmez.Bunun dışında aşırı yüksekliği halinde ise hiperprolinemi başlar. Bu kanda aşırı miktarda prolin bulunmasıdır. Prolin metabolizması bozukluğundan ileri gelen kalıtsal bir hastalıktır. Bu enzimin parçalanmasından sorumlu bazı enzimlerin yokluğu sonucu, kanda ve idrarda prolin düzeyi yükselmektedir (hiperprolinemi). Mental gerilik, nörolojik bozukluklar, işitme bozuklukları oluşmasına neden olmaktadır.

Yüksek miktarda prolin içeren besin maddeleri: Sığır jelatini ve hayvan derileri yüksek oranda prolin içerirler. Son dönemlerde sporcu besin takviyesi formları da çıkmıştır.

Serin

Özellikleri: Proteinlerin ana yapı taşı 20 amino asitten birisidir. Diğer metabolitlerden rahatlıkla sentezlenebilir.

Eksikliği halinde: Pek çok maddenin biyosentezinde rol aldığından eksikliği halinde sentez döngüsü sekteye uğrar ve dengesiz amino asit konsantrasyonları meydana çıkabilir.

Yüksek miktarda serin içeren besin maddeleri: Sığır jelatini, yağ oranı düşük peynirler ve yağ oranı düşük beyaz etli balıklar yüksek oranda serin içermektedirler.

Trionin

Özellikleri: Serbest radikallerin uzaklaştırılmasına katkıda bulunur. Metiyonin’den sonra diğer bir lipotropik karakterli amino asittir. Yağların enerjiye çevrilmesinde hücre içine girişe katkıda bulunarak yardımcı olur. Tiroid fonksiyonlarını arttırıcı etkisi vardır.

Eksikliği halinde: Bağışıklık sisteminde aksaklıklar ve protein sentezinde dengesizlikler olabilmektedir. Yağların enerji olarak kullanımına önemli katkısından dolayı diyetlerde de önem arz etmektedir.

Yüksek miktarda trionin içeren besin maddeleri: Balık etleri, Sığır ciğeri ve kuzu etleri yüksek oranda trionin içerirler. Bitkisel kaynaklı yoğun trionin kaynakları ise çavdar ekmeği ve taze yer fıstığıdır.

Tritofan

Özellikleri. Esansiyel Amino Asittir.

Sinir sistemi üzerinde en etkili olan amino asittir. B3 vitamini niasin’in emilimi için elzemdir. B3 ve B6 vitaminleri protein sentezinde çok önemli rol oynarlar. Tritofan hem glikojenik hem de ketojenik karakter sergiler. Bunun anlamı hem karbonhidrat kullanım mekanizmasında, hem de karbonhidratlar kısıtlandığında ketojen cisimlerden enerji sağlanmasında rol aldığıdır.

Sigara içen kişilerde en fazla kayba uğrayan amino asittir. Normal uyku düzeninin sürdürülmesinde seratonin salgılanmasını düzenleyerek etkindir.
Bu açıdan uzun ve derin uyku vermesi ile bilinir. Büyüme hormonu üretimini doğal yoldan uyaran nadir amino asitlerdendir. Acıya duyarlılık eşiğini indirgeyerek daha sert antrenman uygulamalarına olanak tanır. Beslenme desteği olarak hidroksil formu tercih edilmelidir. Düşük karbonhidrat diyetlerinde kan şekeri seviyesinin düşük olmasına bağlı olarak görülen sinirli ve gergin davranışların minimize edilmesi için önemli ve etkin bir yardımcı olup antidepresan ilaçlara iyi bir alternatiftir.

Eksikliği halinde: Uyku bozukluları, mod değişimleri, glokejen ve ketojen döngüde dengesizlikler ve devamlı kas ağrıları görülebilir.

Yüksek miktarda tritofan içeren besin maddeleri: Siyah pirinç, yumurta beyazı ve susam yağı içeriklerinde yüksek miktarda tritofan içeren yiyeceklerdir. Organik kaynaklardan elde edilmiş gıda takviyesi formlarıda mevcuttur.

Tirozin

Özellikleri: Fenilalanin’den sentezlenir. Glukojenik ve ketojenik amino asittir.

Alman kimyager Justus Von Liebig tarafından peynirin yapısında keşfedildiği için adını Yunanca peynir anlamına gelen tyros kelimesinin kökünden almıştır.

Karbonhidratlardan elde edilen enerji döngüsünde ve karbonhidratların düşük seviyede olduğu dönemlerde ketojen cisimlerden enerji üretiminde etkinlik gösterir. L-dopa, dopamin ve norepinefrin adrenal sinirsel transfer prokürsörlerinin hareketinde rol oynar. 

Tirozin. hücrelerin farklı uyaranlara adaptasyon özelliği göstermesinde organizatör olarak görev alır; Karbonhidrat alım miktarı yüksek olduğunda kas hücresi içine glikojen girişini sağlayan enzimler açısından, düşük karbonhidrat durumunda ise ketojen cisimlerin yağ hücrelerinden enerji haline getirilmesinde yoğun biçimde aktiftir.

Albino hastalığı tirozin bağlantılıdır. Deriye renk veren pigmentin ismi melanindir ve bu madde tirozin üzerinden tirozinaz’la sağlanır. Albino hastalığı olan kişilerde tirozin üzerinden tirozinaz enzimi sentezleyen DNA zarar görmüştür veya çalışmamaktadır. Bu durumda DNA hatalı olduğu için Tirozinaz enzimini üreteceği yere şekli değişik başka bir enzim üretmektedir. Bu enzim ise Tirozin maddesini tanıyamamakta, ve Tirozin maddesini Melanin pigmentine çevirememektedir. Hücredeki bu reaksiyon Tirozin aşamasında duraklayınca, hasta kişide albino deri ve albino saç meydana gelmektedir. Yani bembeyaz bir ten.
Bunun tam tersine güneşe çıkan insanların ise deri rengi bir süre sonra kararmaya başlar. Bunun nedeni hücredeki bazı enzimlerin eksikliğinden değil, yanlızca güneş ışığının Tirozinaz enzimini aktive etmesinden dolayıdır. Tirozinaz enzimi güneş ışığına maruz kaldığı zaman çok aktif bir hale geçer. DNA durmadan Tirozin üretir, bu durumda deride sürekli melanin pigmenti birikir ve esmerleşmeye başlarız.

Eksikliği halinde: Yukarıda bahsedilen tirozinaz hastalığı, glikojenez ve ketojenez mekanizma bozuklukları, adrenal sinirsel transfer prokürsörlerinin sentezinde dengesizlik önelikli trionin eksikliği belirtileri olabilirler.

Yüksek miktarda tirozin içeren besin maddeleri: Trionin, anti-depresan ilaçlarla birlikte kesinlikle alınmamalıdır.
Yumurta beyazı, avakado, muz, kabak çekirdeği ve badem yüksek oranda tirozin içermektedirler.

Valin

Özellikleri: Esansiyel dallı zincirli amino asittir. Yani hem EAA hem BCAA’dır.

Tam protein sentezi için gerekli olan en önemli amino asitlerdendir. Diğer bazı özel maddeler ile etkileşimi durumunda sakinleştirici veya uyarıcı özelliğe bürünebilir. İzolösin ve lösin’le birlikte büyük üçlü denilen yapıyı oluştururlar. Bu üç amino asit egzersiz esnasında ve diğer yüksek performans gereksinimli aktivitelerde doku onarımı ve yeniden yapımı dönemlerinde en önemli rolü oynamaktadırlar.

Eksikliği halinde: Üç ana dallı zincirli amino asit dediğimiz kombinasyon tamamlanamaz ve anabolik aşama gerçekleştirilemez. Protein sentezinin tam olabilmesi için en önemli amino asitlerden birisidir.

Yüksek miktarda valin içeren besin maddeleri: Yumurta beyazı, kültür mantarı, organik mercimek ve susam çekirdeğidir.